23 Mayıs 2013 Perşembe

 

Üstün Dökmen - İletişim Çatışmaları ve Empati

     Bu kitapta öncelikle kişiler arası iletişim ile ilgili bazı bilgiler veriliyor. Bu bilgiler hem çocukların eğitiminde yararlı olabilir, hem de ailede, işyerinde ve benzeri ortamlarda görülen çatışmaların çözümüne ışık tutabilir.

     İkinci olarak kitapta, geleneksel kültürümüze ve bugünkü yaşam biçimimize yeni bir bakış açısıyla bakılarak bir iddia ortaya atılıyor. Bu iddia, insanlarımızın genelde bireyselleşme ve kendi akıllarını kullanma konusunda çekingen davrandıkları yolundadır. Bu iddiayı test etmek amacıyla çeşitli kültür ürünlerimiz, özellikle edebiyatımıza ve sanat tarihine ilişkin ürünler, psikolojik açıdan inceleniyor.

     Öte yandan Prof. Dökmen iletişim çatışmaları ve empati ile ilgili yeni kuramsal modeller ve sınıflamalar geliştiriyor. Tüm bu yönleriyle kitap hem psikolojiye ilgi duyanlara hem de edebiyata ve sanat tarihine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak isteyenlere ilginç bilgiler sunuyor.

Einstein İle Ay Yürüyüşü - Joshua Foer

      Joshua Foer National Geographic, Esquire, The New York Times, The Washington Post, ve Slate gibidergi ve gazetelerde araştırmacı-gazeteci olarak çalışan bir isim.
     Çalıştığı bu gazetelerden birisi için ABD Bellek Şampiyonası'nı izlemeye gider. Burada bir deste kağıdı çok kısa zamanda ezberleyebilen, telefon rehberlerini tek okuyuşda hafızasında tutabilen insanlarla karşılaşır. Bu insanlarla yaptığı röportajlarda onlara üstün zekalı olup olmadıklarını sorar. Aldığı yanıtsa şu olur:
''Eminim senin IQ'un birçoğumuzdan fazladır. Bizler zeka düzeyi normal insanlarız. Eğer uygun yöntemlerle çalışırsan bir yıl sonraki şampiyona da sen de şampiyon olabilirsin.''
     Foer şampiyonaya katılan isimlerle birlikte onların gösterdikleri teknikleri kullanarak bir yıl sonra ABD Bellek Şampiyonu olur. Foer arkadaşlarından öğrendiği ve kendisini bir senede bellek şampiyonu yapan tüm yöntemleri Einstein ile Ay Yürüyüşü adlı kitabında anlatıyor. 
     Dünyada da birçok ''zihin sporcusunun'' kullandığı teknikleri bu kitapta uygulamalı olarak bulacaksınız. Joshua Foer, çok az insanın görüp duyduklarınının tümünü hatırlayabildiğini, halbuki beynimizde fazlasıyla boşluk olduğunu kanıtlıyor. Örneğin tarihe bakarsak bir zamanlar Cicero'nun tüm konuşmaları ve binlerce sayfalık orta çağ metinleri insanlar tarafından ezberleniyordu. İşte bütün bu ''büyü''nün sırrı The New York Times'ın En Çok Satanlar Listesinde de yer almış olan  bu kitapta....

Beyaz Zambaklar Ülkesinde | Grigory Petrov

     Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Kuzey Avrupa'nın Finlandiya gibi küçük ve geri kalmış bir ülkesinin eğitim ve kültür alanlarında nasıl kalkındığını anlatan büyük, toplumsal bir yapıttır.

     Fin halkı önceden nasıldı, sonradan ne duruma geldi ? Bunda okulun, büronun, dinin, kışlanın rolleri nedir ?

     Yazar Grigory Petrov'un da dediği gibi; bir ülkenin refahı, devletin sağlamlığı,ulusun onuru, yurttaşların istek ve kararlılığına bağlıdır. Petrov Beyaz Zambaklar Ülkesi'nde bu ulusun nasıl oluştuğunu anlatıyor.

     Yayınlandığı ilk yıllarda Türkçe'ye de çevirilen kitap Atatürk tarafından da beğenilmiş ve askeri okullarda okutulması emrini vermişti.

     Her cümlesi altı çizilecek değerde olan ve mutlaka okunması gereken bir başyapıt.
Siz nasıl bakıyorsunuz, ne görüyorsunuz? Bu noktada dikkat önemli. Siz ne kadar dikkatli olduğunuzu düşünüyorsunuz?İzle ve Gör...

 http://www.youtube.com/watch?v=j96R_7jdiHcDikkat testi
http://www.youtube.com/watch?v=1TiK-CMUfj0hayat çizgisi-kısa animasyon

KAVANOZ

Zamanın etkin ve verimli bir biçimde kullanılması konusunda zaman zaman kurslar düzenleyen bir uzman işte bu kurslardan birinde, çoğu gözde mesleklerde çalışan öğrencilerine:
“Hadi, küçük bir sınav yapalım.” demiş. Ve masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış, dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş. Kavanozda taş parçası için yer kalmayınca sormuş:
Kavanoz doldu mu?” Sınıftaki herkes,
“Evet, doldu.” yanıtını vermiş.
“Demek doldu.” demiş hoca. Hemen eğilip bir kap dolusu küçük çakıl taşları çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler. Yeniden sormuş öğrencilerine:
Kavanoz doldu mu?” İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler,
“Hayır, tam da dolmuş sayılmaz” demişler.
“Aferin” demiş zaman kullanım hocası. Masanın altından bu kez de bir kap dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar dökmüş. Ve sormuş yeniden:
“Kavanoz doldu mu?”
“Hayır, dolmadı!” diye bağırmış öğrenciler. Yine “Aferin” demiş hoca. Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış. Sormuş:
“Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?” Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış:
“Şu dersi çıkarttık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz.”
“Hayır” demiş öğretmen. “Çıkartılması gereken asıl ders şu: Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız. Ve tabii, herkesin kendi kendisine sorması gereken soruyu sormuş:
“Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz?”
***
Hayatınızda en çok önem verdiğiniz değerler, işler nelerdir? Siz bu değerleri, işleri belirleyip, öncelik sırasına göre bunları değerlendiremezseniz, sahip olmak istediklerinize ulaşamazsınız. Sahip olduklarınızda sizi başarılı ve mutlu kılmaz.
Değerli öğrenciler, başarı ve mutluluk için yaz tatilinizde ve hayatınızın her döneminde büyük taşlara öncelik verin.

Psikolojik Danışman Çelebi ÇAĞLAYAN
“Hayatınıza Yön Verecek 101 SÖZ 101 ÖYKÜ kitabının yazarı…”

21 Mayıs 2013 Salı

En Çok Kullanılan 10 Savunma Mekanizması


1- Mantığa Bürüme




Günlük yaşantımızda en sık kullandığımız mekanizmalardan mantığa büründürme de, yaptıklarımıza mazeretler bularak psikolojik olarak dengeyi sağlıyoruz. Tabi ki kendimizce mantıklı sebepler… Bir işi yapmak istemediğinizde başınızın ağrısı ne kadar önem kazanıyor değil mi ?






2- Karşıt Tepki Kurma


Gerçek güdümüz kabul edilemeyecek nitelikteyse ve bizde kaygı uyandırıyorsa n’apıyoruz? Yüzeysel olarak bir şekilde sonuca ulaştırıyoruz ve göstermek istediğimiz davranışın tam tersini gösteriyoruz. Eğer sevmediğiniz bir insanla karşılaştığınız zaman aşırı kibar davrandığınız olduysa bu mekanizmayı kullandınız demektir.




3- Yer Değiştirme

Günlük yaşamımızda en çok kullandığımız mekanizmalardan yer değiştirme, duygu ve dürtüleri başka bir hedefe yönlendirmektir. Yani hedefi çarpıtıyorsun… Kızdığın kişiye değil de başka insana kızgınlığını yönlendiriyorsun ya, hani günah keçisi buluyorsun. Şimdi düşünüyorum da çocukken çok fazla bebeğimin kafasını koparıyordum, neden bu öfke denmez mi?



4- Mizah




Kişi kaygı yaratan durumların ciddiyetini azaltmak üzere şakaya vurma yoluna başvurabilir. Sonuçta mizah, herkes tarafından hoş görülebilen ifadelerdir. İlişkilerdeki gerilimi de azaltmaktadır. Kim bilir belki de “Her şakada bir gerçek payı vardır.” sözü bundan dolayı ortaya çıkmıştır…





5- Gerileme


Bir durum karşısında gelişimsel bakımdan daha alt basamaklardaki basit ve ilkel tepkilere dönmektir. 30 yaşındaki bir insanın sinirlendiği anda çocuksu davranışlar sergileyerek küsmesi, ağlaması, saldırganlık göstermesi, başkasına sığınmak istemesi bu mekanizmadan ötürüdür.




6 - Yüceltme

Çocukluk döneminde gözlemlenebilen, toplum tarafından onaylanmayan saldırgan veya cinsel güdüler, yetişkinlik döneminde toplumun kabul edebileceği etkinliklere dönüştürerek bu eğilimi yüceltebilirler. Şiddet eğilimi olan bir insanın boksör olması, çocukluk döneminde kesici aletlere meraklı bir kişinin doktor olması bu güdülerin başarılı şekillerde doyurulmuş halidir.



7- Ödünlenme


Kişi, gerçek ya da imgesel eksikliklerinden kaynaklanan yetersizlik ve eksiklik duygularını doyuramadığı için başka şekillerde kapamaya çalışır. Eksiklik duygularının yerine geçirdiği başka bir faaliyet ile bu eksikliğini gidermeye çalışır. Elleri olmadığı için ayağı ile resim yapmayı başaran yetenekli insanları hatırlıyor musunuz ?



8 - Bastırma

Bu savunma mekanizması için en basit haliyle kötü şeyleri bilinç dışına itmek diyebiliriz. Ancak bastırılan düşünceler bilinç dışında birikir ve bilince dönmeye çalışabilir. Bilinç dışında kalması için sürekli ruhsal enerji harcanır. Neleri bastırıyor olabiliriz diye düşünüyorsanız, çocukluğunuzla ilgili hatırlayamadığımız çoğu şey bastırma ile ilgilidir diyebiliriz.



9 - Yansıtma 


Bu mekanizmada n’apıyoruz? Kabul edemediğimiz, suçluluk duyduğumuz davranışı başkasına yansıtarak rahatlıyoruz. Nerede koyu bir homofobik görürseniz onun eşcinsel olabileceğinden şüphe edebilirsiniz.





10 - Yadsıma



Sıkıntılı olduğunuz mutsuz bir dönemde, her işiniz yolunda gidiyormuş gibi davrandınız mı? Yadsıma, kabul etmesi zor olan dış gerçekleri yok saymak, gerçekleşmemiş gibi algılamak anlamına gelir ve herkes zaman zaman bunu kullanır. 




Yazı listemiste.com adlı internet sitesinden alınmıştır.
 
İnsanların Psikolojik Danışmanlığa Bakış Açısı
     Bu anket 23 Şubat 2006 ile 16 Ekim 2009 tarihleri arasında Psikoloji PORTALI sitesinde uygulanmış ve yaklaşık 4 yıl boyunca 38.723 kişi bu anketi oylamıştır. Ankete 3415 yorum yapılmış ve bu yazı bu yorumlardan derlenmiştir. Psikolog veya Psikiyatrist' e gidememenizin en önemli nedeni nedir? Sorusuna 25.240 kişi “Danışma ücretleri çok yüksek” şıkkını işaretlemiştir. % 65 gibi yüksek bir orana sahip olan bu durumun ülkemizde ruh sağlığı ile ilgilenen birimlerin dikkatini çekeceğini umuyoruz. Yapılan yorumlara yorum yapmadan anket sonuçlarını ve yorumları kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.




Anket Sonuçları
Psikolog veya Psikiyatr'a gidememenizin en önemli nedeni nedir?

  1. Danışma ücretleri çok yüksek 65.18% (25240)
  2. Kime gideceğimi bilemiyorum 13.82% (5353)
  3. Onlara Güvenemiyorum 8.66% (3353)
  4. Damgalanmaktan korkuyorum 7.06% (2733)
  5. Yaşadığımız yerde yok 5.28% (2044)